MT Portföy Portföy Yöneticisi Umut Deniz Pak, BIST 100 endeksinin performansına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, endeksin hem TL bazlı hem de dolar bazlı getiri anlamında dünyada ilk sırada yer aldığını vurguladı.
MSCI endeksleri bazında bakıldığında yıl başından bu yana MSCI Türkiye endeksinin, MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar endeksine göre yüzde 29, MSCI Dünya endeksine göre yüzde 23 pozitif ayrıştığını belirten Pak, "Genel seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin değişmesiyle birlikte enflasyonla mücadele için sıkı politikalara dönülmesi, atılan adımlarla birlikte ülke risk priminde gözlenen düşüş, döviz kurlarının daha durağan hale gelmesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) döviz rezervlerinde artış ve kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artırımları hisse piyasasını destekleyen faktörler oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Pak, piyasadaki olumlu seyre rağmen, yukarı hareketin genele yayıldığını söylemenin zor olduğunu ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Yılın ilk yarısında Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerinin yalnızca yüzde 34'ü BIST 100 endeksi üzerinde performans gösterirken, hisselerin yüzde 19'u yılın ilk yarısını negatif getiriyle kapattı. Bu dönemde sıkı para politikasının etkilerini şirket bilançolarında zaman zaman gördük. Bununla birlikte enflasyon muhasebesi uygulamalarının hem finansal tablolara olan etkisi hem de yarattığı kafa karışıklığı fiyatlamalarda etkili oldu. Sektörel bazda baktığımızda, piyasadaki yukarı yönlü seyre bankacılık sektörünün öncülük ettiğini görüyoruz. Yılbaşından bu yana bankacılık endeksi yüzde 74 yükseliş ile BIST 100 endeksinin üzerinde performans gösterdi. Özellikle Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminde (CDS) gördüğümüz aşağı yönlü hareket, yatırımcıların banka hisselerine yönelmesinde etkili oldu. Sigorta endeksi, ağırlıkla gıda-perakende şirketlerinden oluşan ticaret endeksi ve iletişim endeksi de BIST 100 üzerinde getiri sağladı.
Yabancı yatırımcılar yılın ilk yarısında zaman zaman Borsa İstanbul'da alım tarafında aktif olsa da, pay piyasasından son 1,5 aydır yabancı çıkışı olduğunu görüyoruz. TCMB verilerine göre, yılbaşından bu yana yabancı yatırımcılar nette yaklaşık 1 milyar dolar hisse satışı gerçekleştirirken, Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) tarafında ise 8,8 milyar dolar alım yaptıkları görülüyor. Dolayısıyla sabit getirili tarafta yabancı ilgisi artmaya devam ediyor olsa da borsada uzun vadeli ve yüksek montanlı yatırım yapan yabancı profilinin, henüz beklenilen şekilde piyasaya katılım göstermediği görülüyor."
Yılın ikinci yarısında piyasalar için en kritik başlığın enflasyon olacağını düşündüklerini aktaran Pak, geçen yıl özellikle yaz aylarında görülen yüksek enflasyon nedeniyle, bu yıl hazirandan itibaren baz etkisinin devreye girmesi ve yıllık enflasyonun aşağı yönlü seyretmesini beklediklerini dile getirdi.
Pak, cuma günü resmileşen gri listeden çıkış sürecinin ardından gelecek dönemde beklenen kredi not artışları ve yıllık enflasyonda hedeflenen düşüşün gerçekleşmesi durumunda orta vadede Borsa İstanbul'a yabancı ilgisinin artmasını beklediklerini kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Merkez Bankası enflasyon konusunda özellikle iç tüketimin ivme kaybetmesine odaklanıyor. Haziranda açıklanan tüketici güven endeksinin yılın en düşük seviyesine gerilemesi, iç tüketimde bir miktar soğumaya işaret ediyor. Tüm bu faktörlerin etkisiyle borsada yılın ikinci yarısında olumlu seyrin devam etmesini bekliyoruz. Ancak bu dönemde, yüksek faiz ortamının da etkisiyle zaman zaman yatırımcılar için yıpratıcı olabilecek düzeltme süreçlerini normal karşılıyoruz.
Pay piyasası için olumlu olmakla birlikte seçici olduğumuzu da belirtmemiz gerekiyor. Sektörel olarak genel anlamda telekomünikasyon, yiyecek-içecek, havacılık, gıda perakendeciliği ve sağlık sektörlerinin ön planda olacağını düşünüyoruz. Yılın ilk yarısında negatif ayrışan sanayi şirketleri, ihracatçı şirketler ve GYO’lar yıl sonuna doğru faiz indirimi beklentilerinin oluşması halinde ön plana çıkabilir. Bankalarda ilk yarıdaki performansın ardından değerleme anlamında potansiyel azalsa da olası yabancı girişlerinde sektör hisselerinin likit olması, dönemsel olarak bankaları ön plana çıkarabilir."
Üstteki metin 02.07.2024 tarihli Anadolu Ajansı haberinden alınmıştır.
Haberin tamamına ulaşmak tıklayın.